Salı, Kasım 03, 2015

en guzel hediye



Hayatta alinabilecek en guzel hediyelerden biri bir kitapta ithaf olunmakmis, olmayinca bilmiyor insan.

Babannemiz Aytul Akal son yayinlanan 2 kitabini Alya'ya ithaf edince cok duygulandim. Alya'ya tesekkur ettiremedik once ama sonra kulagima fisildadi "anne, utaniyorum."

Muthis yaratici kayinvaldem ayni anda cok tatli cok keyifli 6 kitap daha yayinladi:





Pazartesi, Kasım 02, 2015

Kostüm Partisi

Seçim gündeminden sıyrılmak isteyenlere bir adet kostüm partisi verelim, içinde de hepsi birbirinden tatlı neşeli gülen yüzler.  

Alya kostüm partilerinin muptelesı, evde de sürekli giyinip soyunup balolar yapıyoruz halihazırda. Siz bir de Sabah okula giderken arabadaki heyecanını görücektiniz, arkada kıkır kıkır..

Neşeleri daim olsun, biz büyüklere de bulaşsın...


Pazartesi, Ekim 19, 2015

Cocuklarla Dogru Iletisim



Gece uykum kaçtı, 2 yaş sendromu yaşayan bir arkadaşıma vermek üzere kitaplıktan seçtim Sabiha Paktuna'nın Çocuklarla Doğru İletişim Kitabını,  oracıkta 1 saatte bitirdim kitabı, çok güzel notlarla. Sonra pazar günü yaşadığımız ufak bir krizi bir çırpıda çözüp halledebilince Sabiha Hanım'ın önerileriyle şaşkınlıktan dilim tutuldu, saygım katlandı kendisine. Şöyle de basit, diyor ki ve aslında sırf çocuklar değil büyüklerle iletişimde de etkili bence:






" İyi bir iletişim için, karşı tarafın içinde bulunduğu durumun anlaşıldığının ona hissettirilmesi şarttır. Karşı tarafta duygu yükü varsa, onun duygularına ayna tutun, onun duygularını sözlere döküp tekrar ona yansıtın."


Örnek:




- Sizin yatağınızda uyuyacağım!
- Bizim yatağımızda uyumak istiyorsun demek.
(Onun düşüncesi tıpkı bir ayna gibi yorum yapılmadan ona yansıtıldı.)
- Evet
(Demek ki ona yansıtılanın onun gerçek düşüncesi olduğu teyit edildi)
- Benim oğlum annesinin yatağında uyumayı seviyor.
(Bu isteğinin altında yattığı tahmin edilen duygu da ona yansıtıldı)
- Hayır duvardan yılanlar gelecek üzerime diye korkuyorum.
(Onun bu isteğinin altındaki gerçek duyguyu karşı taraf doğru tahmin edemedi. Ancak, ilk yaklaşımı ile çocukta güven oluştuğu için, çocuk konuşmaya devam ediyor. Aksi halde konuşmayı keser devam etmezdi.)
- Benim oğlum korkuyor."
(Demek sebebi karanlıktan korkmasıymış, şimdi bunu öğrendikten sonra aksiyon alabilirsiniz)






Çok benzer bir şey yaşadık Pazar günü. Kahvaltıya gittik arkadaşlarımızla, geç kaldık yarım saat kadar, çocuklar o zamana kadar kaynaşmış park kıvamına gelmişti, Alya aralarına giremedi. mıymıy yapmaya başladı, çocukların arasına giremedikçe stres seviyesi yükseldi. Ve sonunda "çok sıkıldımm gidelim burdan" diye ağlamaya başladı. İlk başta bir sürü yanlış şey söyleyip stresini tavan yaptım, ağlaması arttı. Sonra bu teknik aklıma geldi birden.


Dedim ki:
"Çok sıkıldın, gitmek istiyorsun"



Ağlama kesildi. Allahım çok şaşırdım bu kadar kolayca susmasına. Çok heyecanlandım:


"Üzgün görünüyorsun." dedim ve bekledim, şimdi ne demeliyim diye düşünürken o konuştu.




 "Çünkü Yiğit benimle oynamadı."






Çok mutlu oldum söylemesine, hemen anlattım geç kaldığımızı, geç kalınca onların çoktan oynayamaya başlayıp onun aralarına giremediğini, aslında Yiğit'in de onu beklediğini, ona araba getirdiğini vesaire. Okulda öğretmenlerinin "circle time" için geç kalmamızı bu sebeple istemediğini anlattım...


Sessizlik. Sarıldım. Sonra mucize oldu ve dedi ki


"Hadi anne, Yiğit'in ve babamın yanına dönelim."


Bu andan itibaren günün geri kalanında çok sakin ve mutlu geçirdi. Ben coşkudan uçuyordum. Çocuğumu mutlu edebildiğimi düşünüp daha da çok tatmin oldum. Ve aslında bu kadar basitmiş. Şimdi anlıyorum kriz anında siz sinirlenmeyin, çocuğu açmaya çözmeye çalışın denirken bu işin nasıl olması gerektiğini. Ah lütfen deneyin siz de.


Sevgiler, mutlu haftalar..

Salı, Ekim 06, 2015

Annelik incelikleri

Bu blogu tutmaya başladığım ilk günlerden beri tanıdığım çok tatlı çok becerikli 2 dünya tatlısının annesi Ayşegül, onun da kendi blogu var: www.annemahsustan.blogspot.com


2. sınıfa başlayan oğlu için her Sabah onu meraklandıracak bir süpriz yapıyor, o kadar hoşuma gitti ki not ettim kendime, size de ilham verebilir..


Detayı için tıklayın onun bloguna:













http://annemahsustan.blogspot.com/2015/09/karalama-kopyala-yapstrma.html#comment-form

Pazartesi, Eylül 28, 2015



"Merhaba Çocuklar, Benim adım Bay Major.. " diye başlayan bir klasik müzik kitapları serisi. Serinin her bir kitabında bir bestecinin eseri anlatılıyor masal şeklinde. Anlatılan masalı canlandıran müzikli seslendirmesini de ayrıca CD ile takip edebiliyorsunuz. Müthiş. Alya en çok Bach CD'sini seviyor, masaldaki şatonun karanlık bir odası var, müziği çalmaya başlayınca hemen başa alıyor CD'yi,


"-anne, karanlık odaya girmek istemiyorum şimdi."


Masalı anlatan karaktere bayılıyor: Bay Major. Başlarda kendini tanıtıyor Bay Major:


"-tam bir müzik kurduyum, nasıl kitap kurtları kitap okumadan yapamaz, ben de müzik dinlemeden yapamam."


Ben diyorum ki ben de yapamam müzik dinlemeden. Alya duraksıyor sessizce 2 saniye ve beni benden iyi tanıdığını şimdiden ispatlıyor:


"Anne, sen fotoğraf çekmeden duramazsın."


Pazartesi, Eylül 07, 2015

yeni bir okul donemi


bugun okulu acildi alya'nin. peri gibi mutluluk saciyodu etrafa. yuva veya benzerini soyleyince kiziyor, okula gidiyormus ne yuvasi. 2,5 yasinda yarim gun ile basladi "okula"; okul nedir, ogretmen nedir, kurallar nedir, neden vardir, arkadaslik sosyallik paylasmak ne demektir bunlari ogrendi, cok iyi oldu. gecen sene 3,5 yasinda tum gun basladi sonra, ogle uykusu kismi zorladi ve bir de daha disiplinli olmasi okulun, ikinci donem alisti, okul da uykuyu birakti cok iyi yapti. yazin 2 ay aradan sonra simdi ozleyerek basladi tekrar. bildiginiz kocaman cocuk gibi geliyo artik gozume, seni ozleyince ne yapicam ben diyince bana soyle cevap veren:

"videolarima bakarsin anne!"


Perşembe, Temmuz 23, 2015

değişik bir rüya


dün gece sabah karşı uyandı Alya, yanına çağırdı beni. dedi ki gayet canlı, ama kafası karışmış bir şekilde:

"- anne, boyle kızgın kızgın gözler bana bakıyor, kızgın şeyler söylüyorlardı. bu ne demek?"

unutmamak için kendi kendime tekrar ederken bir yandan da onu cevapladım:
"- birazcık ateşin var ya bebeğim, o yüzden kötü rüya gördün sanırım. ben sana sarılırsam hepsi kaybolur hiç merak etme"

sabahı ettik sonra.

akşam tekrarladım ona, dün gece noldu hatırlıyor msn diye, sadace kızgın bişiler hatırlıyodu. ama dahasını da sordu:
"kötü rüya ne demek?"
"kabus görmüşsün demek, arada olabilir öyle"
hemen babasına koştu, yeni öğrendiği kelimeyi cümlede kullanma hevesiyle:
"baba, biliyor musun ben dün gece kabus gördüm."

unutmak istemediğim, her nasıl olduysa not almaya vakit bulabildiğim zilyon detaydan sadece biri.

yeni ve zorlayan sorularla zenginleşiyor hayat, her geçen gün daha fazla yaşadığı olayları anlatma arzusu duyuyor, tabi arada bir istediğini yapabilmek için 4 yaş krizleriyle dolup taşıyoruz ama çocuk sahibi olmanın ilk ve en önemli öğretisi bu değil mi zaten, sağlıklı ve mutlu olduğun her anın değerini bilmek, biliyorsun ki 1 saniye sonra işler tam tersine dönebilir.

bir de çok güzel haberler alıyorum çok tatlı arkadaşlarımdan mutluluk dolu:

"Nazlicim, ayvakompostosu yiyorum, gerisini sen tahmin et" :)

Pazartesi, Mart 23, 2015

Bir aile geleneği olarak LakLak


"- anne, hani sen bana yapıyorsun ya, ben de miki mouse'a yapıyorum, bak!"

bana da babam yapardı, Lak Lak derdi adına, 
ablamla sıraya girerdik, hala hatırlıyorum bizi böyle ayaklarıyla havaya kaldırdığındaki heyecanımı, mutluluğumu, bi daha bi daha isteyişlerimi. 

ne güzel böyle geleneklere sahip olmak, 
sevgiyi mutluluğu çoğaltabilmek.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...