Perşembe, Ocak 31, 2013

Bu aralar



Ben buaralar en çok Alya'nın;

- elbiselerini dolaptan birer birer taşıyıp "aa bu ne kadar güzelmiş" "aa bu ne kadar yazlıkmış" derken arada sıfatı atlayıp "aa bu ne kadar da bi çorapmış" ya da "aa bu ne kadar da bi tshirtmüş" demesine,

- bulduğu her deliğe/kutuya/dolaba girme isteğine, girip içinde türlü taklalar atmasına, 

- "ben uyudum" diyip olduğu yere yatmasına ve ben gidip onu öpene kadar yerinden kıpırdamamasına,

- arada bana bakıp bakıp enn yumuşak ses tonuyla "anne ciciiii" diye beni sevmesine,

- şamfıstık sevdasına ve şamfıstıkların kabuklarını kendi açma çabasına,

- istemediğim/onaylamadığım bir şey yaptığı zaman söylediğim "ama bebeğiiimm" i benden sonra aynı tonlamayla tekrarlamasına,

- uyumadan önce birlikte yatakta kıkırdayıp cilveleşmeye,

- bir de gözünü kıstığı zaman kapadığını sanmasına
B a y ı l ı y o r u m.

Pazartesi, Ocak 28, 2013

Çocuklarda Uyku

Herşey sabaha karşı yüzüne yine! tekme yiyen babanın hışımla yataktan "bitmiştir" diyerek pılını pırtını toplayarak salondaki koltuğa yerleşmesi ile başladı--ne yazık ki koltuktan başka alternatif de yok sığınabileceği. Ertesi gün bir arkadaşıma anlatırken durumu, sözlerime kulak misafiri olan bir kız çocuğu sahibi anneyle aramızda geçen diyalog:

"Biz de böyle başlamıştık, şimdi artık tamamen ayırdık yatakları, biz kızımla uyuyoruz, eşim ayrı yatakta yatıyor"
"Kızınız kaç yaşında?"
"5,5"!!!!!

Bu aşamada beni gözlemleyen biri olsa gözlerimin yuvalarından az daha çıkacakmış gibi olduğunu farkederdi. Bu konuşma bana ayna tuttu ve odama döndüğüm gibi hemen araştırmalara başladım. Alya'yı hem gece boyunca memeden hem de bizim yataktan ayırmanın mümkün olmadığını karamsar karamsar düşünürken bu kitaba rastladım:

"İyi Uykular, Tatlı Rüyalar El Kitabı"
Yazar Kim West "the Sleep Lady"

Minikken de uyku eğitimi girişimlerimiz olmuştu ama her bakımdan nispeten kolay bir bebek olan Alya uyku konusunda epey zorladı bizi. Elinde örtüyle sallamayan arkadaşımız/yakınımız kalmadı sanırım :) Ağlatma hiç gündeme getirmediğim bir konu, dudakları morararak katıla katıla bir bebeği ağlatma taraftarı değilim. Bu kitabın da benimle aynı görüşte olduğunu görünce denemeye karar verdim.

Şimdi ilk aşamada iki haftadır gece boyunca memeyi kestik, buna bile inanamıyorum! 2 gün diretti sadece, ama ağlama gibi değil de vızıldama daha çok. Şimdi artık uyandığında kendi kendine tekrar uyuyabiliyor, daha az uyanıyor, uyandığında su istiyor sadece, hatta geçenlerde hiç uyanmadı, ben kalkıp baktım herşey yolunda mı diye! 

Kitapta bir sürü method sunuyor, özellikle her türlü derde ayrıca değiniyor, heh işte evet burada tam bizim durumumuzu anlatmış diyorsunuz.

Uyku eğitimine başlamadan UYKU PRENSIPLERInin anlaşılması gerektiğini düşünüyor kitap, bu bilgiler ışığında biz en azından gece uyandığında tekrar kendi kendine uykuya dalmasını becerebildik. Belki sizin de işinize yarar:

- Çocuklar büyükler gibi saatin farkında değillerdir, sadece biyolojik saatleri vardır.

 - Düzenli uyku saati kilit nokta. Çocuk uyku saatinin geldiğini anımsatacak rutine ihtiyaç duyar, sadec 2-3 aktivite seçin uykudan önce ve hep aynı sıralamada yapın-->
- Çocuğun gece geç yattığı için sabah geç kalkacağı çok bilinen bir yanlıştır. Tam tersine çocuk yine her zamanki erken saatinde üstelik uykusunu alamadığı için de huzursuz ve huysuz uyanacaktır.

- Çocuğunuzu 6.00 ile 7.30 arasında uyandırmaya alıştırın. 5 aylıktan büyük, farklı saatlerde, hatta 8.30-9 gibi geç saatlerde uyanan çocuklar(Bkz. Alya iki hafta önceye kadar) tüm günün düzenini bozdukları gibi kendi iç saatlerini de şaşırtırlar.

- Çocukların uyku saati ile uyanma saati arasındaki farkı anlayabilmeleri için yatma ritüelleri kadar sabah ritüellerine de ihtiyaçları vardır.

- Yatma saati düzeni çocuğun odasında gerçekleşmeli

- Tutarlı olmak en can alıcı noktadır. Tutarsız destek düzeltilmesi en zor davranıştır ve çocuğunuzu sadece daha sinirli yapacaktır. Bu özellikle 1 yaşın üzerindeki çocuklarda daha önemlidir.

- Çocuklar karşıdan ne bekleyeceklerini ve kendilerinden ne beklendiğini bildikleri zaman güvende hissederler. Yapacağınız değişikleri ona anlatın, onunla konuşun.

- Günlük tutun, böylelikle çocuğunuzun ideal yatma ve uyanma saatini tespit edin.--> gece emmeleri bitip sabah gece düzenli ve kesintisiz uyuyup sabahları da erken uyanmaya başladığından beri Alya hiç sektirmeden! gündüz 1'de uyuyor, gece de 8.30-9 arası, inanamıyorum 22 aydır ilk defa böyle bir düzeni var!

- Haftasonu 1-2 saat aksatmanız düzenini değiştirmez.

- 2 yaş civarı erteleme/geciktirme taktikleri ile karşılaşacaksınız. İsteklerine sadece 1 kez karşılık verin, "artık olmaz, şimdi uyuma zamanı" diyerek kararlılığınızı koruyun. Eğer "bu son" dedikten sonra pes ederseniz çocuğunuza yeterince ağlarsa istediğini elde edebileceği mesajını vermiş olursunuz. --> Bizde "bu son" kavramı genel olarak yeni başladı, ödüm patlıyor bu son dedikten sonra hiç bir şekilde bir daha yapmıyorum istediğini, şimdilik diretmiyor!

Herkese iyi şanslar, iyi uykular, tatlı rüyalar!


Cuma, Ocak 25, 2013

Sadece gülüşünü görmek için


"If the moon stays up till morning one day, or a ladybug lands and decides to stay, or a little bird sits at your window a while, it's because they're all hoping to see you smile."

"Eğer bir gün ay sabah hala görünüyorsa, ya da uğur böceği uçup gitmemişse, ya da minik bir kuş pencerene konmuşsa uzun süre, hepsi de sadece senin gülüşünü görmek içindir."

Nancy Tillman



Mutlu haftasonları!

Çarşamba, Ocak 23, 2013

Bir kutu...



...bu kadar mı fazla ve uzun süre zevk verebilir bir çocuğa, bu kadar mı her türlü şekle girebilir oyun alanından boyama alanına kadar, bu kadar mı içinden dışına çocuğa hizmet edebilir, ve bir ay sonra kapı dışına koyulduktan günler sonra bile nerde kutu diye ardından günlerce mi sorulur, inanılmaz.

Benden söylemesi, bir çocuğa hediye olarak oyuncak almayı düşünenler, bence bulabildiğiniz en büyük kutuyu alın, bakın o çocuk en çok kimi sevecek :)

Salı, Ocak 22, 2013

İnce motor kasları

İnce motor beceriler çocukların ellerini ve parmaklarını kullanabilmesini sağlayan beceriler grubudur. Çocuklar çevrelerini tanırken, nesneleri eller, hareket ettirir ve bu şekilde nesnelerin özelliklerini öğrenirler. Okula başladıklarında etkinliklerin büyük bir bölümü ince motor becerileri yeterli düzeyde kullanmayı gerektirir. Ellerini, parmaklarını iyi kullanamayan çocukların akademik başarıları olumsuz etkilenir. Yazı yazmakta zorlanırlar, çoğu kez sınıfın gerisinde kalırlar. Çocuğun bu alanda kendini yetersiz hissetmesi kendine güvenini azaltır ve diğer alanlarda da başarısını olumsuz etkileyebilir. Kaynak: Facebook'ta Çocukla Zaman Geçirme      Ayşen Teyze paylaşım için teşekkürler!

Pazartesi, Ocak 21, 2013

Elmalı Cevizli Tarçınlı Kek


Bizim evin son 3 haftadır bir haftasonu klasiği : Elmalı Cevizli Tarçınlı Kek Pazarları

Öyle de güzel kokuyor ki pişti mi o kek, evin bütün odalarının en ucra köşelerini bile kaplıyor koku. Aslında kekin orjinali kakaolu, ancak haftaiçi yemek konusunda bakıcısını zerrece üzmeyen ama haftasonu anneye kök söktüren ufaklığın en azından aç kalmamasını garantilemek adına elma, ceviz ve tarçın ile yer değiştirdi kakao. Normalde kakaolu iken biraz kuru olan kek böylece hafif ıslanmış oluyor.

Bir de ufaklığın ince motor becerileri için de bir aktivite oluyor, bütün malzemeleri Alya döküyor, ve karıştırmaları hep o yapıyor! :)

Yemek/Mutfak konusunda hiçbir iddiam yok, ama bu konuda çok iddialı bir aileden geliyorum, Afyon'lu olarak annanem de annem de nefiss yemekler yapar, davetler verirler. Bu kek de anneciğimin pek kıymetli tariflerinden, size yazdığımı görmesin, herkese vermez püf noktalarını :)

İçindekiler ile birlikte Yapılışı:

- 4 yumurta(püf nokta:yumurtalar dışarda bir süre ılınmış olacak)
- 1 paket vanilya
- 2 bardak şeker(püf nokta:esmer)

Bu 3'lü mümkünse blender ile hızlıca karıştırılıyor(Püf nokta:göz göz olana kadar)

- 3 bardak un
- 1 paket Kabartma tozu

Bu ikili ekleniyor.(püf nokta:bu aşamadan sonra hep tahta kaşık ile elle karıştırılıyor("yedirme" diyor annem bu noktada)

- 1 bardak süt
- 1/2 bardak ay çiçek yağı

Ekleniyor, ve sanki hamur bu sıvıyı içine hiiç kabul etmeyecek gibi görünüyor ilk döktüğünüzde ama nasıl oluyorsa acaip güzel karışıyor. Yine elle yedirmece.

Bu aşamadan sonra ister kakao, ister 2 elma+bolca ceviz+bolca tarçın ekleyin size kalmış.
(Kakao için püf nokta: Çok yavaşça ve yuvarlak çizerek az biraz karıştırın ki alacalı bir şekilde görünsün kakao kek pişince.
Elmalı için püf nokta: Kekin ıslak olmasını istemezseniz elmaları una bulayın hamura katmadan önce. )

Fırın 200 derecede ısınmışken kek içine koyulur(püf nokta:5 dakika sonra 150 dereceye indirilir ısı, bu şekilde 45 dakika)

Vee Bon appetit!
:)

Cuma, Ocak 18, 2013

Çocuklarda Korku


Korku ile ilgili burada bahsettiğimde, ilk defa korku kelimesini Alya'nın ağzından duymuştum;  gerçek anlamda korkup korkmadığını, bu kelimenin anlamını bile tam olarak kavrayıp kavramadığını bilmiyordum. Ama özellikle bu hafta çookça kendi kendine şunu tekrarlarken buldum Alya'yı:

 "korkma, korkacak bi şey yok"

Bazen 10-15 kez tekrarladı bu cümleyi. Sonra bu sabah rüzgarın kuvvetli uğultusuna çığlık atıp yerinden kımıldayamayacak kadar ürkünce ben yanına gidip sarıldım hemen, ama ben ondan daha çok korktum verdiği tepki yüzünden. Bütün gün de aklımdan çıkmadı. Akşam eve geldiğimde biraz daha anlayabilmek istedim, "neden korktun" diye sordum "korkma" diyince yine kendine

"ambulans duydum, korktum" dedi.

Biraz daha araştırdım konuyu, tekrar hatırlamak iyi oldu korkunun normal olduğunu. Siz de konu ile ilgileniyorsanız benim kısaca aklımdan çıkarmayacaklarım:

- Korku çocuğun duygusal gelişiminin son derece normal bir parçasıdır

- Çocuğun korkmamasını sağlamak, aşırı koruyucu davranmak kadar zararlıdır

- Korku genelde bilişsel dönemin başladığı 2-3 yaşlarında ortaya çıkar, her yaşın o yaşa özel korku unsurları vardır

- Çocukların neyin gerçek neyin hayal ürünü olduğunu henüz tam kavrayamadıkları bu döneme ait korkuları genelde zaman içinde ortadan kaybolur, ama tamamen geçmesi zaman alır

- Ebeveynlerin amacı çocuğun korkudan tamamen kurtulmasını sağlamak değil, sadece korku ile nasıl baş edileceğini öğretmek olmalı, en azından günlük hayatına normal bir şekilde devam edebilmesi sağlanmalıdır; yanlız uyumaktan/geceden/karanlıktan korkan bir çocuğun uykuya rahatça geçişi için uyku öncesi rahatlatıcı rutin oluşturmak gibi

- 2-3 yaşlarda en sık rastlanan korkular kulağa yakın mesafedeki yüksek sesler, ve dengelerini kaybederek düşmektir

- "Korkacak bir şey yok, sen büyüdün, bebek gibi davranıyorsun" gibi sözler çocuğun korkusunu gidermediği gibi anne-babaya duyduğu güveni yitirmesine sebep olabilir

- 2-3 yaşında korkan çocuğa durumu açıklamaya çalışmak yerine sarılmak ve onu teselli etmek daha etkili bir yöntemdir, çocukla empati kurmak önemlidir

- Daha büyük çocuklarda öncelikle korkunun gerçek olduğunu kabullenmek ve saygı duymak gerekir, konuşarak, çocuğu konuşturarak onun da korkunun farkına varması sağlanır, bebekle ya da kukla ile oyun oynatarak çocuğun oyunda kendi duygularını ifade etmesi teşfik edilir

- Bir çocuğu korkutarak disiplin sağlanmaya çalışılıyor ise o çocuk daha fazla şeyden korkar hale gelir, üstelik korku çocuğun düşünmeyi öğrenmesini engeller



Yaşlarına uygun olarak Çocuklar nelerden korkar?
2 yaş :
En çok seslerle ilgili korkular söz konusu: Özellikle tren, kamyon, gök gürültüsü, sifonun çekilmesi, elektrik süpürgesinin çıkardığı sesler. Karanlık, ebeveynlerden ayrılma, büyük eşyalar, koyu renk eşyalar ve şapkalar(!) da korku unsuru

2.5 yaş : Oyuncağın veya yatağın yer değiştirmesi, annenin uykuya geçişte yanından ayrılması, birinin yan kapıdan girmesi gibi alışagelmişin dışında yapılan hareketler çocuğu korkutabilir.


3 yaş : En çok görsel korkular; karanlık, hayvan, polis, anne babanın gece sokağa çıkması.

4 yaş : Gene seslerle ilgili korkular, özellikle motor gürültüsü. Ayrıca karanlık, yabani hayvanlar, annenin evden ayrılışı.

5 yaş :  Fazla korkulu bir yaş değil. Daha çok görsel korkular var. Ayrıca daha somut korkular, düşme, bir yerini incitme gibi.


6 yaş : Hayalet, cadı korkusu, yatak altında birinin saklanabileceği korkusu. Su, ateş, fırtına, anneyi eve gelince bulamama korkusu.


7 yaş : Karanlık, bodrum, tavan arası korkusu. Gölgeleri hayalet, cadı gibi algılama. Okuduklarından, televizyondan, sinemada gördüklerinden fazlasıyla etkilenme, endişelenme.

8-9 yaş : Endişe ve korkular daha az. Sudan ve karanlıktan daha az korku. Daha gerçekçi korkular var. Örneğin; bir şeyi yapamamak, okulda başarısızlık vb. gibi kişisel endişeler.



Kaynaklar :
 Purdue Universitesi yayını
 Psikolog Ayşen Evliçoğlu
 Baby Center

Pazartesi, Ocak 14, 2013

little miss Sunshine


Bu fotojenik ve harika tatlılarla döşenmiş mekan Ulus-Bebeköy'ün arkalarında yer alan Backyard. Pazar brunch için harika. Yılbaşı öncesi haftasonu gitmiştik biz--Bu kadar ara vermişim yazmaya yani, yoğunluğum değil tek suçlu ama blogspotun kendisi!--

İlk defa pipetle portakal suyu içmeyi öğrendi bizim little miss sunshine orada, elbisesiyle uyumlu olduğundan mıdır nedir baya havaya girdi, o bizden daha normaldi gerçi, bizim tepkimizi görseniz, çığlıklar alkışlar! :)

Bir de ilk defa yanağı yanağıma değerken bir sarılışı vardı bana--normalde pek sarılmıyor-- hala o yumuşacık yanağın yanağıma değişindeki hissi hatırlıyorum, unutulmayacaklar arasında.

Sizle görüşmeyeli 21. ayını bitirdi Alya. Nedense önden sayasım var, 22. ay diyordum geçen ay! İlk göz doktoruna gittik, astigmat var sadece, ama o da zaten olması normalmiş, büyüdükçe geçermiş. Ben özellikle sormasam söylemeyecekti bile kadın.

Artık 3 ayda bir olan rutin kontrolunde ise doktorumuz zıplayıp zıplamadığını sordu Alya'nın. Çok istemesine rağmen hala tek ayağını kaldır(a)mıyor zıplarken. Şimdi takibe aldık bunu, motor kaslarının gelişimi ile ilgiliymiş, yapamaz ise sorun varmış 2 yaşına doğru. Annem ise sürekli zıplayan ilk torununun vermiş olduğu rahatsızlıktan bıkkın:
"Aman nazlı bırak bu da zıplamasın, hatta mümkünse hiç öğrenmesin" modunda :)
Bu modda olan diğer yetişkinler için duyurulur: Zıplamak güzeldir, normaldir, sağlıklıdır, bırakınız zıplasın.

İstanbul'da güneş açtı bugün çok güzel, sanırım bu hafta güzel geçecek demek istiyor.
Hepinizi çok özledim, şanslı ve mutlu bir hafta olsun!

Not: Bu tatlı Laura Ashley elbisemiz ve baykuş çantamız için Rengin'e kucak dolusu sevgiler, öpücükler  :)

Pazar, Ocak 13, 2013

and the Kidolindo goes to....

 

 
 
Alya seni seçti Emrecim, tebrikler!
iyi günlerde kullanın, güzel güzel aktiviteler yapın :)

Cuma, Ocak 04, 2013

Kidolindo ve bir supriz


Dünya tatlısı Özgecan ve arkadaşı Eda İzmir'den harika bir paket yolladılar geçen ay. 
Kidolindo adı.
3-6 yaş grubundaki çocuklar için özene bezene hazırladıkları, içeriği her ay değişen gelişim aktiviteleri kutusu. Çocuğunuzla birlikte yapacağınız en az 4 adet aktivite ve bilgilendirici açıklamalar var, mesela fosil! yapıyorsunuz fosilin ne olduğunu açıklarken. Bir başka aktivite için internet sitelerinde bir şarkı bile var, birlikte söyleyeceğiniz, söyledikçe ağzınıza dolanan. Keçelerden bir bayrak yaptık ki yaparken ayrı yaptıktan sonra ayrı bayıldım.

Alya kutu/paket açmaya bayıldığı için atladı kutunun üzerine, Alya'nın favorisi kutunun içinden çıkan büyük dinazor oldu, tesadüf! o ki tam o sırada tv'de babamız tahmin edin ne izliyordu: dinazor belgeseli! Tüm haftasonu dinazor elinde gezdi Alya, hatta banyoya bile onunla girdi :)

Bu tarz aktivite kutuları anne/baba için ayrı bebek için ayrı eğlenceli oluyor. Bazen yapamaz daha zannettiğiniz aktiviteyi öyle güzel yapıyor ki gözünüze minicik gelen çocuğunuz, şaşırıp kalıyorsunuz.


Gelelim süprize:

Çocuğunun yaşı 3-6 arasında olan pek sevgili takipçilerimden birine vermek için tatlı bir jest önerdi Özgecan. Ne dersiniz denemek ister misiniz? Bence kaçırmayın :)
Sadece e-mail adresinizi yazarsanız içinizden birine göndermek istiyorum.

Daha detaylı incelemek isterseniz : http://www.kidolindo.com/


07.03.2013 Ekleme : Burada yazmıştım sonucu, tebrikler Adanınannesi!!!  http://ayvakompostosu.blogspot.com/2013/01/and-kidolindo-goes-to.html

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...