cuma gecesi. alya'yı anneneyle dedeye bırakarak nadir başbaşa gecelerimizden birini yaşadık evrenle. nasıl özlemişim. nasıl iyi geldi. bence bu da ihmal edilmemesi gerekenlerden, ara ara. neyse, bahsedeceğim şey bu değil.
alya uyumuştu biz döndüğümüzde, onu alarak eve geldik, yatağına yatırdık, ses yok, bundan güzel geçemez herhalde onsuz geçirdiğimiz bir gece diye düşünerek banyoya girdim. saçlarımı kurutmak üzereyim, alya uyandı. evren gelip ilgilenir o arada ben saçımı kuruturum diye düşünürken birden kapının yanından gelmeye başladı ses. bu kadar çabuk olamaz diye kapıyı bir açtım: alya! dikilmiş, anne diye ağlıyor, evren yok. ama nasıl olur. evren'e sordum, haberi yok. ben dehşet içinde. olabilir mi? yatağından çıkmak için çok girişimi oluyordu ama hem daha hiç çıkamamıştı, hem de uyku sersemi nasıl olabilir. bu gizemi çözmek için ertesi gün denemeler yaptık yatağında.
"inanamıyorum alya" dedim, gerçekten de atladı yatağın içine. sonra alya da tekrar etti:
"ben de inanamıyorum anne" :) diyerek defalarca girdi çıktı yatağına, keyifle. yandık.
eyvah şimdi ne yapacağız bilemiyorum. hala çok dönüyor uykusunda çok hareketli, bebek yatağından büyük yatağına geçmek için de erken, ama uyku sersemi böyle yataktan da atlamaya kalkarsa da tehlikeli. 3 yaş civarı deniyor çocuk yatağına geçirmek için ideal zaman olarak.
ne yapmalı, var mı bir bilen?