Pazartesi, Ağustos 11, 2014

Bir çocuğun kalbine giden yol


Baba (B) : "-Alo"
Alya (A) : "-Alo?"
B :"-Sen şimdi nerdesin?"
A :"-İşteyim, eve geliyorum."

 
B :"-Neyle geliyorsun?"
A :"-Roketle!"
B :"Hiç roket tamircisi duymadım, roket bozulduğu zaman ne yapıyorsun?"
A :"Ben aynı zamanda roket tamircisiyim."
...


Sonra babaya bir mail geldi, cevaplaması gereken. "Role playing"'e kendini kaptıran Alya 10-15 dakika bekledi babasının yanı başında, kıpırdamadan, kaptırdığı role devam ederek, kendi de gelen  mesajları cevapladı çalışmayan telefonundan. Ve babasından başka kimseyle oynamadı oyunu.
 
 Oyunun gücü.
 
Bir çocuğun kalbine giden yol buradan geçiyor, oyundan.
Var mı şüphesi olan?




Cuma, Ağustos 08, 2014

Bozcaada






 


 
 
Bozcaada çok popüler oldu son dönemde, daracık sokaklarındaki rum evleri, renkli sandalyeleri ile çok tatlı bir ada.
Bozcaada'nın güzelliği bir kenara farkettim ki daha çok çocukları çekmişim kaldığımız 4 günde, 2 çocuklu ilk tatilimizdi, liseden arkadaşım Sühan da benim gibi, fotoğraf delisi, ikimiz her bulduğumuz fırsatta çocukların peşinden alıyorduk soluğu sokaklarda.
Bizim oradayken en ihtiyaç duyduğumuz bilgiyi paylaşmak istiyorum sizinle; buz gibi harika denize eşlik eden plaj önerileri, özellikle çocuklular için.
 
Ayazma Plajı:
Parasız, müthiş, alabildiğine büyük ve kum, arkasında yemek yiyebileceğiniz yerler var, herkesin bildiği söylediği plaj, burası cepte.
 
Ataol Beach & Tatil köyü:
Paralı, dışardan yeme içme getirmek yasak, taşlı, pek önermiyorum plaj olarak, ancak konaklama klubeleri var, onlar sevimli.
 
Akvaryum Plajı:
Parasız, kumsal güzel, kapalı koy olduğu için deniz sakin ve nispeten daha ılık, ama yine kapalı koy olduğu için Bozcadaa'nın o tertemiz harika plajları gibi güzel ve temiz değil deniz, kendi şemsiyeniz olması şart.
 
Çayır Plajı:
Parasız, müthiş, favorim, kumsal, bakir, pek kimse yok, rüzgarında 2 çocuk da uyudu 3 saat, yani değmeyin keyfimize ana-baba olarak:) ama kendi şemsiyeniz olması şart yine, üstelik harika da bir gün batımı yaşayabilirsiniz.
 
 
Ama asıl bir de gün batımı için şarabı, peynir tabağını kapıp merkezden, rüzgar gülleri yamacındaki Polente'de olmalı bir akşam mutlaka.
Gece 10 gibi artık son araba kalınca hareketlendiğimizde gördüğüm gökyüzünü, yıldızları, Samanyolunu daha önce hiç böyle görmemiştim, çok etkileyici.


 
 
ve ilk dondurma Bozcaada'ya kısmetmiş.
 
Nasıl beklettim diye soruyorlar bu yaşa kadar, bizimki kurabiye canavarı, dondurmanın da kornet kulahına bayılıyordu, çok küçükken denetmiştik de çok soğuk gelmişti, bir daha da dondurma onun için kulah demek oldu, pek fazla da bişi yapmamız gerekmedi yani, bu güne kadar.



Alya için Bozcaada:
 
"- Yiğitler vardı tatilde, onlar üst katta kaldı, biz alt katta.
Bir de ben dondurma yedim, hem de çikolatalı."
 

Salı, Ağustos 05, 2014

Su akar yolunu bulur



sevgili temmuz, 
yerini agustos'a bırakmana üzüldüğümü pek söyleyemem.
biraz hoyrattın.
bir öyle bir böyle
hep arada, hep bir derede kalma hali
oyle ki
ağustos'tan beklentim öyle büyülü bir masal değil
sadece sıradan olsun, normal olsun
yeter
kafam bir rahat olsun.

su akar yolunu bulur.
nihayetinde.
 
eylül'ü sonra düşünürüz.
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...