Cumartesi, Nisan 27, 2013

Anne ve Çocuk Ev-Okulu






Annem(kayınvaldem) bana hediye ettiğinde bu kitabı henüz hamileydim. Her bir sayfasında hangi aktiviteler olduğunu o zamandan ezberlemiştim. Hamileyken de çocuk odası için yapabileceğiniz cici şeyler var. Ama tabi çocuğunuz olduktan sonra onunla birlikte yapmak daha güzel ve eğlenceli. 

Biz Alya ile 2 aktiviteyi birleştirdik, hem renkleri hem geometrik şekilleri hem de vücudun parçalarını kavratacak magnetler yaptık. Alya'nın günün sonunda en çok etkilendiği oğlan çocuğu ile dondurma oldu.

Buzdolabına yapıştırarak oynanacak, restoranlardan marketlerden toplanabilecek magnetler üzerine rengarenk şekillerin süper basit ve zevkli yapılışı ise şu şekilde: 




Cuma, Nisan 26, 2013

Fenerbahçe'de bir gizli bahçe




garsonun getireceği simitleri gözden kaçırmamak için arkasında bekleyen bir minik




 Romantika'da tanıştığımız bir dünya tatlısı



 yeni boyanmış ve çimenlerin üzerine kurusun diye konmuş meğerse sandalyeler!

karahindiba'yı hiç bu kadar sevmemiştim..

Fenerbahçe parkının içinde gizli bir bahçe var, gizli dediğime bakmayın anadolu yakası sakinlerinden bilmeyen yoktur : Romantika. 23 nisan tatilini fırsat bilerek haftaiçi gündüz 5 çayına gittiğimiz için muhtemelen haftasonuna göre çok daha sakin, çok güzel, çok beyaz, çok huzurlu ve kuş cıvıltıları içindeydi. Çay-kahve molası vermek için harika ve ideal bir mekan. Üstelik içerisinin güzelliğinin yanısıra dışarda da baharın coşturduğu çiçeklerle donanmış bahçesi var ki, bir o kadar da dışarda vakit geçirdik, bahar yaza dönmeden şiddetle tavsiye edilir.

Mutlu bir cuma ve haftasonu dilerim! 

Çarşamba, Nisan 24, 2013

Annemin Çilekli Pastası



Tam 32 senedir anneciğimin 21 nisan klasiği bu çilekli pasta. Tabi her sene bir öncekinden daha iyi olduğu düşünülürse artık iyice olgunlaşmış, kekine fındık bile katılmış, dünyanın en hafif(hiç yağ yok içinde inanabiliyormusunuz!) en sağlıklı en güzel pastası olmuş, tarifini sizin--tamam itiraf ediyorum biraz da kendim için-- aldım annemden, hadi çilek sezonu yeni açılmışken mutfaklar pasta görsün :)
Anneciğim ellerine sağlık, parmaklarımızı yedik yine :)

İçindekiler ile birlikte yapılışı:

(Kek kısmının yapılışı için ayrıca burada anlattığım elmalı cevizli tarçınlı kek tarifine de bakabilirsiniz, fındık ve portakal kabuğu dışında çok benzer.)

Kek Kısmı için:
- 4 yumurta(püf nokta:yumurtalar dışarda bir süre ılınmış olacak)
- 1 paket vanilya
- 2 bardak şeker(püf nokta:esmer)

Bu 3'lü mümkünse blender ile hızlıca karıştırılıyor(Püf nokta:göz göz olana kadar)

- 3 bardak un (Püf nokta:2 bardak un koyup diğer bardak un yerine 1 bardak incecik çekilmiş fındık katın)

- 1 paket Kabartma tozu 
- 1/2 incecik rendelenmiş portakal kabuğu

ekleniyor.(Püf nokta:bu aşamadan sonra hep tahta kaşık ile elle karıştırılıyor("yedirme" diyor annem bu noktada)

- 1/2 bardak süt

ekleniyor, ve sanki hamur bu sıvıyı içine kabul etmeyecek gibi görünüyor ilk döktüğünüzde ama nasıl oluyorsa acaip güzel karışıyor. Yine elle yedirmece.

Fırın 200 derecede ısınmışken kek içine koyulur(püf nokta:5 dakika sonra 150 dereceye indirilir ısı, bu şekilde 45 dakika)


Kek soğuyunca 2'ye bölün.

Kreması için:
- 2 poşet Pirinç unu(Dr. Oetker)
- 4 bardak süt(biz keçi sütü ile yapıyoruz, piştikten sonra kokusu hiç gelmiyor)
- 1 kaşık mısır nişantası
- 10 kaşık esmer şeker

Tüm malzemeler kısık ateşte sürekli karıştırılarak pişiriliyor, kıvamı koyulaşınca sertleşmeden önceden 2'ye ayrılmış kekin arasına ve üzerine hızlıca dökülüyor. 

Son olarak gördüğünüz pastada yarım kilo kadar da çilek var, içinde üzerinde her yerinde..

Afiyet bal şeker olsun :)

Cuma, Nisan 19, 2013

Beze - Mini Mini Tarifi

evet etraf biraz! dağıldı ama bu gülücüğe değmez mi?


Evdeki ufaklıkla birlikte yapmak için süper basit, rahat ve zevkli bir tarif beze. Tariflerimi zamanı ve kişisiyle kaydediyorum ben, bu da 2009 yazından, ablamın kızı 3 yaşındayken birlikte yaptıkları ve ismine "mini mini" dedikleri bezeye dayanıyor. Bezeyi sevmezdim ama onların mini minisine bayılırdım :)
Şimdi kekten sıkıldığımızda--Alya değil ben-- ya da vaktimiz dar olduğunda ya da günlük keçi sütü bulamadığımızda bu tarifi deniyoruz.

İçindekiler ile birlikte Yapılışı:

- 1 yumurta akı
- 1 kahve fincanı şeker

katı/beyaz olana kadar karıştırılıyor. (Püf nokta: epeyce karıştırmanız gerek akışkanlığı azalıp hamurumsu kıvama gelene kadar)

- 1 paket vanilya
- çok az tuz

ekleniyor. Biraz daha karıştırıyorsunuz. Tataamm işte bitti. Bu kadar! :) Sırada tepsiye dizmek kalıyor.

(püf nokta:150 derece fırında 10 dakika tuttuktan sonra
                   130 derecede 20 dakika daha tutuyorsunuz.)

(püf nokta: 30 dakika sonunda ısıyı kapıyorsunuz ama bezeleri içerde tutmaya devam ediyorsunuz, eğer bisküvi gibi katı olsun isterseniz, yok eğer sakızımsı kıvamı seviyorsanız da hemen fırından çıkarmanız gerekli.)

Afiyet olsun!

Salı, Nisan 16, 2013

2-3 yaşta vurma



Alya sakin ve mutlu bir çocuk diye sevinirken son bir iki haftadır vurma hikayesi başladı, öyle çok siddetli ve acıtırcasına değil ama "cici cici" diye severken birden hafifçe de olsa vuruyor. Sonra da "ben ona vurdum" diye belirtiyor. İlk gördüğümde nasıl içim cız etti anlatamam, acaba işe gidiyorum ona bir tepki mi diye, ama beni işe "hoşçakal anne" diyerek yollayan bir çocuk bunu kafasına takıyor olabilir mi?


The Happiest Toddler on the Block kitabının yazarı Harvey Karp'tan alıntı:

"Toddlers are little cavemen -- think of Bamm-Bamm in The Flintstones. Toddlers are uncivilized and primitive. Hitting and biting are just primitive ways to communicate."


Sonra araştırırken korku konusu gibi bunun da 2-3 yaştaki çocuğun gelişim özelliğinin normal bir parçası olduğunu anladım, rahatladım :)

Rastladığım şu detaylar çok enteresan, sizin de ilginizi çekerse:

- Her insan içgüdüsel olarak vurma/şiddet eğilimi ile doğar, zamanla engellemeyi öğrenir, ancak bunun için empati duygusunun gelişmesi gereklidir, ki bu da 3 yaş sonrasında gelişir,

- İlk 3 yaşta duygularını ifade edemeyen çocuk için vurma/ısırma/ağlama gibi dolaylı yollar kullanması çok normaldir,

- Çocuk merak eder vurduğunda ne olacağını,

- Bir kere vurup karşısındakinin üzüldüğünü gören çocuk bir daha aynı tepkiyi alacak mı diye denemek için vurabilir,

- Dikkat çekmek için, istediği bir şey olmadığı için ya da kıskandığı için de vuruyor olabilir,

- Az kural koymak da çok kural koymak kadar çocuğu kötü etkiler.



Bu durumla başetmek için öneriler:

- Sakın siz de vurup "bak ne kötü oluyor" diye göstermeyin, çocuk onun şaka oldugunu anlamaz, anne/baba da vuruyor, demek ki vurmak normal diye algılar.

- Hissettiği duyguyu onun yerine adlandırmalı, hem onun da adlandırmasına yardımcı olur, hem de onu anladığınızı belirtirsiniz:
 "şimdi kızdın, biliyorum"
"şimdi şöyle hissediyorsun anlıyorum" gibi

- "Yaptığın yanlış" demek yerine pozitif yönlendirme yapın, "öyle vurmak yerine böyle yavaşça dokunursan daha güzel olur" gibi

Kaynak:
Parents
ve diğer

Pazar, Nisan 14, 2013

Bebek yatağı




cuma gecesi. alya'yı anneneyle dedeye bırakarak nadir başbaşa gecelerimizden birini yaşadık evrenle. nasıl özlemişim. nasıl iyi geldi. bence bu da ihmal edilmemesi gerekenlerden, ara ara. neyse, bahsedeceğim şey bu değil.

alya uyumuştu biz döndüğümüzde, onu alarak eve geldik, yatağına yatırdık, ses yok, bundan güzel geçemez herhalde onsuz geçirdiğimiz bir gece diye düşünerek banyoya girdim. saçlarımı kurutmak üzereyim, alya uyandı. evren gelip ilgilenir o arada ben saçımı kuruturum diye düşünürken birden kapının yanından gelmeye başladı ses. bu kadar çabuk olamaz diye kapıyı bir açtım: alya! dikilmiş, anne diye ağlıyor, evren yok. ama nasıl olur. evren'e sordum, haberi yok. ben dehşet içinde. olabilir mi? yatağından çıkmak için çok girişimi oluyordu ama hem daha hiç çıkamamıştı, hem de uyku sersemi nasıl olabilir. bu gizemi çözmek için ertesi gün denemeler yaptık yatağında.

"inanamıyorum alya" dedim, gerçekten de atladı yatağın içine. sonra alya da tekrar etti:

"ben de inanamıyorum anne" :) diyerek defalarca girdi çıktı yatağına, keyifle. yandık.

eyvah şimdi ne yapacağız bilemiyorum. hala çok dönüyor uykusunda çok hareketli, bebek yatağından büyük yatağına geçmek için de erken, ama uyku sersemi böyle yataktan da atlamaya kalkarsa da tehlikeli. 3 yaş civarı deniyor çocuk yatağına geçirmek için ideal zaman olarak.
ne yapmalı, var mı bir bilen?

Cuma, Nisan 12, 2013

you are my wild


Portre fotoğrafından çok fotoğrafın bir hikaye anlatması hoşuma gidiyor benim. Herkesin bir hikayesi olduğu gibi her fotoğrafın da  bir hikayesi olmalı. Alya ile birlikte geri gelen fotoğraf tutkum sonrası çocuk fotoğraflarının bu anlamda en coşkulu, en doğal ve en güzel hikayeleri anlattığını keşfederken, her biri acaip hikayeler anlatan ve yaşayan fotoğraflarla dolu bir proje ile karşılaştım: you are my wild.

14 fotoğrafçının biraraya gelmesiyle oluşan bir proje, you are my wild, her hafta çocuklarının bir fotoğrafını paylaşıyorlar, ve ortaya bu müthiş iham veren, bakmaya doyamadığınız fotoğraflar çıkıyor.
Ben kendi dönüp dönüp baktıklarımı koydum buraya, siz daha fazlasını:

#youaremywild hashtag ile instagramda ya da
http://youaremywild.wordpress.com/ internet sitelerinden takip edebilirsiniz.

internetin dünyayı küçülten, dünyadaki tüm güzelliklerden haberdar olmamızı sağlayan ve bizi birbirimize yaklaştıran yapısı muhteşem değil mi!?

mutlu cumalar!

Pazartesi, Nisan 08, 2013

Alya 2 yaşında



2 yaşını doldurdu bebeğim bugün,
karakteriyle duruşuyla seçimleriyle birlikte kocaman bir çocuk ve en yakın arkadaşım oldu şimdiden, sabahları birlikte uyandığım, geceleri birlikte uyuduğum, giydiklerimi beğenmeyen zaman zaman :)
ne zaman bir elbiseyi üzerimde ilk defa görse "bu kimin?" diye soran;
her gün çevresindekileri daha iyi ve daha mutlu insanlar yapan kızım..
iyi ki doğdun bebeğim, seni çok seviyorum..



Perşembe, Nisan 04, 2013

Gönül sohbet ister, kahve bahane



Alya'nın mutluluk tablosu: kurabiyelerle yanlız! 


Bağdat caddesinde yediğim en lezzetli reçel, en sıcacık poaça-simit ve en renkli mekanlardan biri Suadiye'deki Zamane Kahvesi. Hep önünden geçer dururdum da sonunda sevgili Ece'nin doğum gününü kutlamasıyla birlikte içini ziyaret etme şansı bulduk.

Kesinlikle tavsiye edilir. :)

Bir de Bağdat Caddesinde müzisyenler eşliğinde lale "devri" başlamış, sevenlere duyurulur, gidemeyenlere resmedilir :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...