Cuma, Aralık 02, 2011

Çalışan Anne Sendromu-II


Yarım gün-cük. 1-2 saat-çik. Gibi düşünüyor insan di mi. Değil. Eve döndüğümde öğlenleri, sanki saatler geçmiş gibi geliyor-du zaten. Bazen. Annemin hiç uğrayamadığı günler mesela. Bugün en istemediğim şeylerden biri de oldu, eve döndüğümde bakıcımız heyecanla:
"-ikinci posta dişleri de patlamış gördünüz mü!?" diyiverdi.
Hızla soyunmaktaydım ki yaka paça açık bir şekilde Alya'ya doğru koştum.
"-hayır görmedim!" diye içimden geçirirken "-evet gördüm tabi ki" çıktı ağzımdan. Ben annesiyim, ilk önce benim görmem lazım herşeyi! Herşeyi! gibi takıntılı bir ruh halinde olduğumu farkettim. Baktım gerçekten de haftasonu gördüğüm beyazlığı kasdetmiş patlamış derken, rahatladım. Şimdilik. Bir sonraki yeniliğe kadar.

1 ay-cık daha uzattım yarım günlerimi, şimdi kara kara bahane düşünüyorum 1-2 ay-cık daha uzar mı acaba diye. İtiraf ediyorum, sabahları işte problem çözücü olmamı gerektiren yeni pozisyonumdan, yeni odamdan keyif almıyor değilim. Ama bu içinde olduğum ikilem nasıl çözülecek çıkamıyorum işin içinden. Hayatta problem çözmeye bayılan ben, kendimi bir problemin ortasında kaybolmuş hissediyorum, çıkmaz sokakta tıkıldım kaldım sanki. Aylardır çiğnediğim aynı sakızı çiğnemeye devam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...