Doğum iznimi başlatmış evdeydim.
Pamuk hafifliğinde hissedip demir külçe ağırlığında yere basaraktan günleri geri geri sayarken bir arkadaşım çıkageldi,
elinde bir defter.
En son lise çağlarımda yazmıştım sayılarını unuttuğum günlüklerimi.
Alya'mı beklerken yavaşlayan zamana hızır gibi yetişti, çoktandır unuttuğum el yazım.
Ighh el yazısı mı, çok demode der mi büyüyünce yoksa değer bilir mi bilmiyorum. Ama o defter özel, en özelimiz.
Kendimi anlatıyorum ona,
babasını,
onun hatırlamayacağı bebekliğini,
aile sırlarımızı,
sır olmayan absurd hikayeler anlatıyorum.
Kelimelerin bittiği noktada
çizi-yorum.
Her geçen gün daha da bağlanıyorum.
Kızım, iyi ki geldin hayatımıza, seni çok seviyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder