Salı, Ekim 02, 2012

Bugün tam 1 sene oldu..


...ben işe başlayalı. Sanırım yavaşça, ama çoook yavaşça alışmak üzereyim--hala tam alışmış değilim!-- bu çalışan anne kavramına. Türümün pek ender bir örneğiyim kabul, ama dinlenmek için işe koşa koşa gelen bir anne olmayacağım, biliyorum artık bunu. Hala öğlenleri emzirme bahanesine! kızımı görmekteyim, artık neresi olursa alışveriş merkezi, sahil, ev, hatta çok işim olduğumda ofisimin önü--annem babam sağolsunlar. Ama o yarım saat illa da görüyorum kızımı her Allah'ın günü, gün içinde sürekli anne-çalışan kadın kimlikleri arasında gidip geliyorum. Bir "switch" modum var, açıp kapayıp duruyorum.

Tam da ben bunları düşünmekteyken okudum Mehtap Erel'in röportajını, düşünce tarzı ve bunu dile getirişi çok hoşuma gitti, özellikle şu satırlar:

"Hiçbir şey mükemmel değil. "Gün batımında çimen kokan bahçemizden kendi ektiğim naneleri toplayıp, limonatamıza koyup kocam bana aşk sözcükleri fısıldarken, kelebek kovalayan oğlumuzu verandamızda izliyorum." tadında bir hayatım yok ve böyle bir derdim de yok. Sağlıklıyız, biraradayız, bunun için de elimizden geleni yapıyoruz. Hayat mükemmel değilken ben mükemmel olmak için popomu yırtamam."

Ne diyorsunuz, mutluluğa giden yolda çok güzel bir yaklaşım değil mi!?

Röportajın geri kalanı alternatifanne de.
"Free as a bird" foto kaynak : aldariart

11 yorum:

  1. Bence hiç de türünün tek örneği değilsin.Ben de o türdenim.Dün arkadaşım işe başlamış ağlıyordu,ben de çok ağladım ayrılmak zorunda kaldığımda ne yapacağım diye.İşi, dinlenme olarak gören de vardır;ama eminim azınlıktadır.Nerden çıkmış bu kadınların çalışması,eskiden çook eskiden daha mı güzelmiş;kadın kadın gibiymiş:(Endüstri dünyası herşeyi mahvetti,aileler küçüldü,hayat zorlaştı,delicesine bir hırs var herkeste aman birşeyden eksik kalmayayım,oyum da olsun,buyum da!Çok uzattım ama yarama parmak bastın,sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tubanne kesinlikle katılıyorum, benim de yaram, ve aynı şeyi düşünüyorum annenin bebeğinden ayrılması acımasızlık başka bir şey değil!

      Sil
  2. "Gün batımında çimen kokan bahçemizden kendi ektiğim naneleri toplayıp, limonatamıza koyup kocam bana aşk sözcükleri fısıldarken, kelebek kovalayan oğlumuzu verandamızda izliyorum." tadında bir hayatım yok...

    Ne de güzel söylemiş.Oysa facebook da, bloglarda herkes pek mutlu hep gezmelerdeyiz, hep hediyeler, hep gülücükler vs..
    Kimse ağlamıyor, kimse temizlik yapmıyor, kimse işsiz değil, kimsenin geçim derdi yok... Yoksa mış gibi mi yapıyoruz bilemedim..

    Neyse Sebastian sütlü çayımı getir. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. -Sebastian bugün izinli efendim.. :D

      Sil
    2. İlahi Güz, çok güldüm, çok iyi geldi :))

      Sil
  3. Çalışan ve küçük bebeği olan her anne senin gibi, ben kızımı emzirmek için günde 3/4 kere eve gidip gelirdim.

    Ve kesinlikle cümle çok doğru bana göre. Hani "kesin doğru oluşu" bana göre: ) Hani hayattan çok şey beklediğimizde sorunlar başlıyor bence. Biraz rahat yaşamak lazım. Sağlıklı olduğumuz için şükretmemiz lazım ama bu kimsenin aklına gelmez. Herkes daha çok'un peşinde. Daha güzel eşyanın, daha güzel süprizlerin, daha güzel aşk sözcüklerinin, daha güzel tatillerin, hep daha daha daha... Halbuki "daha" kişide gizli.
    Ruhu doyurduktan sonra beden çabuk doyar. Beklentiyi asgari tutmak lazım hayatta.

    Bunlar ben benceler tabii...

    Şimdi tamamını okumaya gidiyorum, sevgiler: )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayattan beklentilerle ilgili tüm doyumsuzluklarımız katılıyorum, zaten ben de o yüzden çok sevdim Mehtap Erel'in bu cümlesini, sade, yalın ve içten. Sağlığın kıymeti hep kaybedince hatırlanıyor. Ben doğumdan sonraki aylarda her gece şükrederdim Alya'mı verdi diye Allah şimdilerde unutur olmuştum, tekrar hatırladım, başka şeyler hatırlatmasın dilerim. Okuyun annemahsustan, röportajın tamammı harika. Sevgiler

      Sil
  4. hayatta can sağlığından gayrısının boş olduğunu unutmakta hayatın bir parçası...
    henüz bir anne olmamama rağmen anne olmaya dair seri hayallerim var... planlı olmak eşittir hesapta olmayan çok şeyin olmaması için popomu yırtmanın eşiğindeyim :) bir tutam mükemmelliyetçiyim mükemmel olmayan dünyada... o yüzden çalışan bir anne olma fikri bütün planlarımı ve kontrolümü elimden alıyor... kendimi çekip çıkaramadığım tek düşünce 'onu bırakıp işe gitmek' yüzünden onu dünyaya getirme fikrinden uzaklaşıyorum. siz çalışan annelerin yerine kendimi koymaya çalışıyorum ve üzülüyorum :((( anne olmayı çok isteyen ama onun tam ihtiyacı olduğu zamanlarda yanında olamamaktan çoook korkan bir korkakmıyım neyim ;( ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mathkece korkma dünyanın en güzel şeyi annelik, insan herşeye alışıyor, sonuçta dünyanın diğer ucuna gidiyor değilsin, akşama tekrar kavuşuyorsun bebeğine, üstelik beklentiler diyoruz ya, çalışmamak senin elinde, tercih meselesi.

      Sil
  5. Her zamansöyledğim birşey var

    Eğer ailenin ve senin sağlığı yerindeyse, başını sokacak kadar evin, sabah kalktığında gidecek işin varsa, sevdiklerin hayatta yada yanındaysa, hayatını idame ettirecek kadar paran varsa senden mutlusu yok bu dünyada !

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...