Salı, Ağustos 07, 2012

Korku Üzerine

 Nereden öğrendi bilmiyorum ne olduğunu "korku"nun
Ama kuşları beslerken diplerinden ayrılmadan
Birden bir tanesi kanatlarını çırpınca
Alya'nın eteğini havalandıracak kadar yakınında
Böyle söylemeye başladı, "u" harfini yutarak:Korktm
Ve sonra tabi onu seyreden bizim kalabalıktan "ay canım korktuuu" gibi bir ses yükselince
Bu sefer de en az 10 kez tekrarladı, korkm korktm korktm
Neyi nasıl öğreniyorlar bazen farketmeden
Korku üzerine düşündürdü beni, herşey gibi korku da çocukta yönetilmesi ve dikkat edilmesi gereken bir konu.

Psikolog ve Özel Eğitim Uzmanı Bihter Mutlu Gencer'in korku ile ilgili söyledikleri ilgimi çekti, belki siz de faydalı bulabilirsiniz:

"Gelişim evrelerine göre çocukluk korkularını şöyle sıralayabiliriz. Bebeklerde 9. aydan itibaren “yabancı korkusu” görülür. (Bazı bebeklerde 6. ay itibariyle bile başlayabilir.) Genel olarak 1,5 yaş civarında biter. Burada dikkat edilmesi gereken nokta çocuk 3,5-4 yaşından sonra hala bir yabancı gördüğünde ağlıyorsa veya yabancı bir ortama girdiğinde annesinin dizinden ayrılmıyorsa bir uzmanla görüşmekte yarar vardır.

Genel olarak “bilinmeyen ve beklenmeyen” korkuyu yaratır. 2 yaş itibariyle çocuklar artık bir şekilde dünyayı ve hayatı anlamak için yoğun bir çaba içine girerler. Her şey onlar için yeni ve keşfedilmeyi beklemektedir. Bu yaşta beklenmeyen ani veya yüksek sesler korku sebepleri arasındadır. Böceklerden, hayvanlardan korkma normaldir. Doktor ve iğne korkuları elbette ki normaldir. Bu yaş itibariyle korkuyu kabul etmek ve özellikle annenin sarılarak ve okşayarak çocuğu güvende hissetmesini sağlaması önemlidir. Anne babanın temel hedefi şu olmalıdır: Çocuğun “evet dünyada tehlikeler var fakat annem babam beni korur” duygusuyla yavaş yavaş gelişen ve 6 - 7 yaş itibariyle yerleşmiş olacak özgüveniyle “evet dünyada tehlikeler var ama ben kendimi koruyabilirim” duygusuna geçmesini sağlayabilmektir. Bu dönemde çocuğu korkularını önemsememek veya aşırı önemsemek, veya “korkuların üstüne gitmesi gerek” zihniyetiyle çocuğu zorlamak, örneğin köpekten korkan çocuğa zorla köpeğe dokunmasını istemek veya sudan korkan çocuğu “bir kere girse alışır” diyerek zorla denize sokmak korkuların artmasına sebep olacağı gibi, hayatta en çok güven duyduğu kişilere yani anne babasına karşı güveninin zedelenmesine sebep olur. Çocuğun varacağı sonuç “eğer en güven duyduğum kişiler böyle yaparsa başkaları neler yapar, dünya tehlikelerle dolu...” olur.

Belki iki yaş itibariyle korkunun kaynaklarının ve sebeplerinin açıklanması yerine korkuyu kabul edip sarılmak çocuğun rahatlaması için çoğu kez yeterli olabilir. Fakat artık muhakemesi gelişmeye başlamış daha büyük bir çocuk sarılmaya ek olarak mantıklı bir açıklamayla sakinleşmek ister. Korku ne kadar mantıksız olursa olsun “anladım korkuyorsun, biliyor musun senin yaşındaki bütün çocuklar bu tip korkuları hissedebilirler, bu çok normal” gibi tamamen kabul edici ve saygılı bir tutum önce çocuğu çok rahatlatır. Ardından neler hissettiğiyle ilgili duygu ve düşüncelerini dinlemek, sonra “anladım korkuyorsun, dur ben sana gök gürültüsünün nasıl oluştuğunu anlatayım” diyerek kısa ve mantıklı bir açıklama yapmak çocuğun korkusunu hafifletir.
Ayrıca görerek öğrenmeyi engellemek de gerekmek de. Yani kendi korkularımızı kontrol altında tutmaya çalışmak önemli. Çocuk annesini her böcek gördüğünde koltuğun tepesine zıplamış görüyorsa doğal olarak bu korkuyu hemen satın alır. Çocuğun ateşi çıktığında anne kontrolünü kaybediyorsa çocuk hasta olmaktan çok korkar. Ne de olsa annesi bu kadar telaşlandığına göre kendisini koruyamayacak demektir..."

8 yorum:

  1. Çok güzel bilgi vermişsin.Özellikle türk insanının telaşlı,endişeli yaklaşımı ileride anksiyete ve obsesifliğe neden olabiliyor.Önce sevgi sonra mantık,Sevgiler:)(Çok tatlı Alya:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Önce sevgi sonra mantık" şeklinde çok güzel özetlemişsin sen de:) Çok teşekkürler, sevgiler..

      Sil
  2. Beni küçükken horozla kovalamışlardı, ondan beridir hiçbir hayvana dokunamam.
    Bence akışına bırakmak gerekiyor. Yoksa kalıcı olabiliyor bu tür korkular.

    Alya çok tatlı maşallah. Bir de ayakkabılarına bayıldım: )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa horoz da korkunçtur ama tabi ufacık çocuğa :( Bilinçlice yaklaşmak sanırım önemli olan, bu tür olaylar çocuklar yaşıyor sonuçta. Çok teşekkürler, sevgiler..

      Sil
  3. "çocuklara önce korkular öğretiliyor" derim hep,
    kültür, eğitim, farkındalık ve çocuk toplum olmak arkası çooook dolu
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. belki biraz daha farklı bir nesil yetişiyordur bizimle birlikte ne dersiniz daha bilinçli, daha farkında...

      Sil
  4. Yigit elini uzatsa tutacagi kadar yakin olan body'e bakti dokunmak istedi, body (yorkshire terrier) buna izin vermeden birden Yigit'e havlamaya baslayinca birden cok korktu Yigit, ne yapacagini bilemedi..ben de endiselendim tabi ama izlemeye devam ettim, sonra kendini topladi benim minik bebegim ve bana bakip cesaretlenmis olucak ki :)) tekrarladi body ile iletisim kurmayi:)) galiba kontrolun sende oldugunu ve guven duygusunu hissettirince olayi akisina birakmak dogru gibi...sevgiler meleklerimm:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. cok cesur olcak yigitimiz, cok da hayvan sevecek isallah, alyaya da sevdirir mi acaba, anne babadan yarar yok o konuda :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...